The Economist Türkiye seçimlerini yazdı: Muhalefet dümensiz, ivme kaybediyor

Dünyaca ünlü The Economist dergisinde aylar kalan genel seçimler hakkında kritik bir yazı kaleme alındı. Yazıda Millet İttifakı’nın “dümensiz” olduğu ve “kazanmak” yerine Cumhur İttifakı’nın “kaybetmesini beklediği” belirtildi. Yazıda “Millet İttifakı’ndaki çatlaklar gün yüzüne çıktı” ifadeleri kullanıldı.

“MUHALEFETİN OYLARI AZALIYOR”

“Muhalefet dümensiz, ivme kaybediyor. Cumhur İttifakı’na karşı oyları azalıyor.” Bu ifadeler The Economist dergisindeki Türkiye seçimleriyle ilgili bir yazıdan. “Muhalefet kazanmalı ancak önünde engeller var” başlıklı yazıda, Millet İttifakı’nın seçimler yaklaşırken izlediği politikalar ele alındı. Altılı masanın henüz ortak aday çıkarmamış olması, “muhalefetin kendi kendine engel olması” şeklinde yorumlandı.

AKŞENER-KILIÇDAROĞLU ÇEKİŞMESİ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener arasında adaylık çekişmesi yaşandığı ileri sürüldü. “Muhalefetteki çatlaklar gün yüzüne çıkıyor” ifadeleri kullanıldı.

İMAMOĞLU VE YAVAŞ İDDİALARI

Yazıda, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın anketlerde önde çıktığı da belirtildi. Ancak iki ismin de aday olmak için görevlerini bırakması gerektiği, bu durumda da Cumhur İttifakı’nın iki şehri alabileceğine dikkat çekildi. Ayrıca İmamoğlu’na siyasi yasak gelebileceği, Yavaş’ın ise Kürt seçmenin desteğini alamayacağı iddia edildi.

“MUHALEFET AK PARTİ’NİN KAYBETMESİNİ BEKLİYOR”

The Economist’te yer alan yazıda, muhalefetin dış politikada hükümete “açık çek” verdiği iddia edildi. Yazı, “Muhalefet kazanmak için strateji yapmak yerine Erdoğan ve AK Parti’nin kaybetmesini bekliyormuş gibi gözüküyor. Bu yeterli olmayabilir” cümlesiyle bitti.

 “TARTIŞMASIZ 2023’ÜN EN ÖNEMLİ SEÇİMLERİ TÜRKİYE’DE”

Ünlü Amerikan dergileri Foreign Policy yeni yılda izlenecek seçimler arasında saydığı Türkiye’ye geniş yer ayırdı, Politico bir analiz yayımladı. France24 ise Türkiye seçimlerini 2023’ün ana olayları arasında saydı.

‘2023’te İzlenecek Seçimler’ başlığıyla bir haber yayımlayan Foreign Policy dergisi, yeni yılın Brezilya’da Lula da Silva’nın yemin töreniyle başladığını aktardı. Geride kalan senede Fransa, Macaristan ve Filipinler gibi ülkelerde kilit seçimlerin gerçekleştiğini bildiren Amerikan dergisi, 2023’te sandık başına gidecek ülkeleri sıraladı. Dergiye göre, Rusya’nın Ukrayna’ya savaş açması listedeki ülkelerin tümünü etkiledi, birçok liderin geleceğini belirleyebilir.

Foreign Policy, bu yıl yeni bir lider tarafından yönetilmesi kesin olan iki ülkenin bulunduğunu belirtiyor. Açık ara Afrika kıtasının en kalabalık ülkesi Nijerya ile Orta Amerika ülkesi Guatemala’da mevcut devlet başkanları anayasal yasaklar nedeniyle seçimlere katılamayacak.

Estonya, Finlandiya, Bangladeş ve Yeni Zelanda’nın kadın liderleri, bir kez daha seçilebilmek için yarışacaklar.

Türkiye’nin Tayland, Guatemala, Yeni Zelanda, Polonya ve Bangladeş ile çeşitli benzerlikleri bulunduğunu savunan dergi, Rusya’nın Ukrayna’ya işgale girişmesi nedeniyle Türkiye ve İspanya’nın vazgeçilmez hale geldiğini yazdı. Ankara’nın olmazsa olmazlığını diplomatik gücüne bağlayan Foreign Policy, İspanya’nın ise sıvılaştırılmış doğal gaz denilince akla gelen her şeydeki uzmanlığı sebebiyle ehemmiyetinin arttığını kaydetti.

Savaş olmasaydı Ukrayna’da da bu sonbaharda seçime gidilecekti ancak mevcut şartlarda sandıkların kurulup kurulmayacağı belirsiz.

Foreign Policy’ye göre, dünyada yeni yılda 225 milyon nüfuslu Pakistan’dan 1,3 milyon nüfuslu Estonya’ya kadar izlenecek 14 seçim var. Derginin listesi alfabetik sıralamayla şöyle:

“Arjantin, Bangladeş, Estonya, Finlandiya, Guatemala, İspanya, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Nijerya, Pakistan, Polonya, Singapur, Tayland, Türkiye, Yeni Zelanda.”

Türkiye’deki seçimlerin tarihini 18 Haziran olarak veren Amerikan dergisi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2003’ten bu yana Ankara’nın en önemli ismi olduğunu vurguladı. “Daha renkli bir istatistikle, Erdoğan ülkedeki Starbucks dükkanlarının sayısından daha fazla Türkiye’yi yönetti” diyen Foreign Policy, Türk liderin gücünü kendi hayata geçirdiği reformlardan aldığını dile getirdi.

Erdoğan’ın görev süresinin ilk 10 yılında dünya çapında çok sevildiğini yazan dergi, gelinen noktada Doğu Akdeniz’deki gerilimlere değindi, Türkiye’nin Rusya ve Ukrayna arasında kilit bir arabulucu olduğunu kanıtladığını bildirdi. Foreign Policy, Ankara’nın Ukrayna tahılının Karadeniz’den taşınmasına izin veren kilometre taşı niteliğindeki tahıl anlaşmasını güvence altına aldığını da hatırlattı.

Türkiye’de 2022’nin sonlarında yapılan birçok anketin sonuçlarına yer veren Amerikan dergisi, Erdoğan’ın karşısına çıkacak muhalefet adayının Şubat ayında ilan edilebileceğini, seçimlere henüz altı ay varken bir tahminde bulunmanın zor olduğunu aktardı.

FRANCE 24: TARİHİ BİR SEÇİM

‘2023’te yaklaşmakta olan hangi büyük olaylar var?’ başlığıyla bir haber yayımlayan France24 ise, Kral Charles’ın taç giyme töreninden Pablo Picasso’nun 50’inci ölüm yıldönümüne birçok başlık saydı.

Hırvatistan’ın Euro’ya geçmesi ve Schengen bölgesine dahil olması, Yeni Zelanda ve Avustralya’da gerçekleşecek Kadınlar Dünya Kupası, Afrika Süper Ligi, NASA’nın uzay aracı Osiris-Rex’in görevine geri dönmesi gibi maddelerin yer aldığı France 24 listesinde, iki seçim vardı: Türkiye ve Pakistan.

Türkiye’nin 18 Haziran’da sandığa gideceğini kaydeden France24, ‘tarihi bir seçim’ nitelemesinde bulundu.

Amerikan Politico dergisindeki bir analizde ise 2023’te dünyadaki tartışmasız en önemli seçimlerin Türkiye’de gerçekleşeceği kaydedildi, iki NATO müttefiki Ankara ve Atina arasındaki gerginliklere değinildi.

Politico’ya göre, geride kalan 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başlamasıyla Erdoğan Kiev ve Moskova arasında vazgeçilmez bir arabulucu olarak konumlandı, tahıl anlaşmasına yardım etti, ABD ve Rus gizli servis yöneticilerinin buluşmasına ev sahipliği yaptı.

Türkiye’nin ‘komşularla sıfır sorun’ politikasından etrafındaki birçok ülkeyle açık ya da gizli çatışmalar yaşadığını savunan Politico, 2022’de yeniden eski politika çizgisine dönüldüğü yorumunu yaptı.

Dergi, Erdoğan’ın, ABD ve Rusya’nın küresel polis pozisyonundaki rollerinin giderek azaldığı bir dönemde Türkiye’nin yeniden kazandığı nüfuzunu çok kutuplu bir dünyada göstermek isteyeceğini de yazdı.